• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi11
Bugün Toplam1081
Toplam Ziyaret5160187
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Eşcinsellik tedavisi mümkün olan bir sapkınlıktır!
28/08/2013
Eşcinsellik tedavisi mümkün olan bir sapkınlıktır!

 

 

 Günümüzde bir takım sorumsuz ve duyarsız medya organları maalesef tedavisi mümkün sapkınlığı normal bir durummuş gibi gösterme gayreti içerisine girmişlerdir. Oysa bilinmektedir ki eşcinsellik insan türüne ve onuruna apaçık saldırı özelliği taşıyan ve hayvanların bile yapmadığı iğrenç ve çirkin bir sapkınlıktır.

 

Bir takım çevreler bilinçli bir şekilde ve özgürlük maskesi adı altında bu iğrenç fiili meşru gösterme gayreti içine girmişlerdir. Bu kimselerin iğrenç bir davranışı sevimli ve doğru gösterme hakları varsa, bizlerin de İslâm’ın meseleye nasıl baktığını ortaya koyma ve bu çirkin fiili eleştirme hakkımız vardır.

 

        Genel kabul gören görüşlere göre eşcinsellik, insanda doğal olarak var olan bir yönelim değildir. Sosyal öğrenmeyle ve yanlış eğitimle gelişmiş bir durumdur. Biyolojik doğaya uymayan sapmadır. NitekimNuh kavminden önce hiçbir toplumun  bu ahlaksızlığıyapmadığınıyüce Rabbimiz bizlere haber vermektedir. (A’raf, 7/80)

 

 Eşcinsellik tehlikeli bir sapkınlık, tüyleri ürperten fena bir rahatsızlıktır. Zira bu sorun, geçiştirilecek sıradan bir mesele değil, insan soyunun geleceğini, varlığını, idamesini tehdit eden büyük bir ahlâksızlıktır.

 

Eşcinsellik; insan neslinin, bütün varlıkların ve kâinâtın korunması konusunda hassas olan İslâm’ın müntesiplerinin kahir ekseriyetini oluşturduğu bir toplumda hiçbir surette meşru ve mübah gösterilmeyecek bir sapma hâlidir. Zira Müslüman bir toplumun bütün değerler sistemini alt üst etme tehlikesini içinde barındıran eşcinsellik gibi bir sapkınlıkla mücadele etmek her mü’minin asli görevlerindendir.

 

Eşcinselliği normal karşılayan bir takım başka inançların veya inançsızların bu kişisel tercihlerine, toplumu rahatsız etmeden kendi özel yaşamlarında devam etmeleri halinde tolerans göstermekle birlikte, bu tür bir sapkınlığı doğru ve kabul edilebilir görmemiz ve onaylamamız hiçbir şekilde mümkün değildir. Zira bir Müslüman olarak herkesin inandığı, düşündüğü, hissettiği, hayâl ettiği şekilde yaşamasına karışmamız söz konusu olamaz. Bu gibi kimselerin kendi özel hayatlarında bu fiili işlemeleri hâlinde bunlara müdahale edilmesi veya herhangi bir şiddete maruz kalmaları da doğru değildir. Nitekim bu sapkın tercihi yapan kimselerin de toplumda bulunma ve yaşama hakları vardır. Ancak bu fiili açıkca işlemelerini ve bunu haklı ve meşru göstermeye çalışmaları şiddetle eleştiriyoruz ve bu konu ile ilgili görüşlerimizi ve delillerimizi sıralıyoruz. Zira insan neslini tehlikeye atan bir durumu meşru görmek ya da göstermek ve genel ahlâk kuralları açısından bu sapkınlığı onaylamak mümkün değildir. 

 

Kısaca belirtmek gerekirse eşcinsellik, normal bir hâl değildir. Eşcinsellik, insanın doğasına bir saldırıdır. İnsan türünü yok edecek bir sapkınlık hâlidir. Kişinin sadece kendi alçak, sapkın hazlarının peşinde koşturmasından, kendini hayvandan da aşağı bir konuma dönüştürmesinden (A’raf, 179; Furkan, 25/44” Tin, 5 ) kendi azgın ve sapkın dürtülerini tatmin etmekten başka bir şey değildir. Konu ile ilgili ayetlere bakalım.

 

 Kur’an-ı Kerim’de nefsinin arzu ve isteklerini ilah edinen kimselerin nasıl kınandığı şu ayette açıkca görülmektedir.

 

 “Sen hiç kendi heva ve heveslerini tanrılaştıran [birin]i düşündün mü? İmdi, böyle birinden de sen mi sorumlu olacaksın?” (Furkan, 25/43)

 

 “Kendi arzu ve özlemlerini tanrı edinen ve [bunun üzerine] Allah’ın, [zihninin hidayete kapalı olduğunu] bilerek saptırdığı, kulaklarını ve kalbini mühürlediği ve gözlerinin üzerine bir perde çektiği [insan]ı, hiç düşündün mü? Allah[ın onu terk etmesin]den sonra kim ona doğru yolu gösterebilir? O hâlde, hiç düşünüp ders çıkarmaz mısınız?” (Casiye,45/23)

 

 Aynı şekilde bu sapkın eşcinselliği tarihte ilk kez uygulayan Lut kavminin hâline şöyle işaret edilmekte ve bunun iğrenç bir davranış olduğu ifade edilmektedir.

 

 “Lût’u da Peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti: ‘Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz? Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz.’” (A’raf, 7/80-81; Ayrıca geniş bilgi için bkz; Hud, 11/ 69-83)

 

Elbette insanoğlunun istediği gibi yaşama hakkı ve özgürlüğü vardır. Ama bu özgürlük, başka insanların ve özellikle insan soyunun geleceğini ilgilendirecek kadar tehlikeli boyutlar kazanmışsa bu hal özgürlük olma özelliğini kaybedecektir. Sadece nefsin sapkın arzularını tatmin etmekten başka bir şeyi düşünmeyen bir gözü dönmüşlük hâlini hoş karşılamak mümkün olmasa gerektir. Zira eşcinsellik bir yozlaşma, çürüme, kokuşma ve bozulma sürecinden başka bir şey değildir.

 

 Bütün medeniyet tarihçileri tarafından belirtildiği üzere Grek uygarlığının en zirve noktadayken birdenbire tarih sahnesinden silinmesinin nedenlerinden biri de çocuklarla eşcinsel ilişkiye girecek kadar sapkınlık içinde olmalarıdır ki buradan çıkartılacak dersler olmalıdir.

 

 Bu itibarla insan soyunun geleceğini tehdit eden ve Yaratıcı’ya isyan edip nefsin arzularına tapan bu sapkın cinsel tercihleri cazip hâle getirmeye çalışmak ve bir takım medya organlarında özendirici yayınlar yapmak topluma yapılacak en büyük haksızlıktır. Dolayısıyla bu tür faaliyetleri olumlu karşılamamız asla mümkün değildir. Unutulmamalıdır ki bu yalnızca İslâmî bir mes’uliyet değil, aynı zamanda insanî bir sorumluluk ve zorunluluktur.

 

 Eşcinselliğin “anormal bir davranış sapması” olduğunu uzman pedogog Adem Güneş’in şu tespitleri üzerinde düşünerek daha iyi anlamamız mümkündür.

 

 “Eğer eşcinsellik bir normal davranış olsa idi, eşcinseller bu hallerinden şikâyetçi olmazlardı. Halbuki, terapi görüşmelerinde ortaya çıkan bir gerçek var ki, eşcinseller kendi hallerinden iğrenmekte ve ‘ne olur lütfen yardım’  diyerek yardım istemektedirler.

 

Eğer eşcinsellik normal bir davranış olsa idi, eşcinsellerin anne-babaları çocuklarının durumlarını öğrendiği an kurşun yemiş gibi yere yığılmazlar ve hayatlarının geri kalan kısmı kâbusa dönüşmezdi. Kardeşinin eşcinselliğini öğrenen bir kişi, böylesi bir kardeşin varlığından rahatsız olmazdı.

 

Eşcinsellik normal bir davranış olsa idi, bir bayan kendi eşinin eşcinsel olduğunu öğrendiğinde, rahatsız olmaz, onu o hali ile kabul eder, çocuklarına babaları ile ilgi durumu oturur, bir kahvaltı sırasında rahatça anlatabilirdi. Ancak, hiçbir kadın yoktur ki, eşinin eşcinsel olduğunu öğrendiğinde hayatı kararmamış olsun. Veya hiçbir çocuk yok ki babasının eşcinsel olmasından dolayı ruhu bu durumu kabul ediyor olsun.

 

Eşcinsellik, normal bir davranış olsa idi ve sadece bizim ülkemizde (ve iddia edildiği gibi)geri kalmış bir kültürden dolayı konu tepki çekiyor olsaydı, dünyanın diğer ülkelerindeki kişiler böylesi bir davranış sapmasını kabul ediyor olurlardı. Hâlbuki eşcinsellik bütün dünya vatandaşları tarafından ‘ret’ edilen bir davranış sapmasıdır. İster Yunanistan, ister İspanya ve isterse de Hollanda... Dünyanın hiçbir bölgesinde eşcinsellik kabul gören bir davranış şekli değildir. Bazı ülkelerde konunun bizdeki kadar hararetle tartışılmıyor oluşunu o ülkelerdeki kişilerin eşcinselliği kabul etmesi olarak yorumlamak oldukça yanlıştır. Zira, bireysel düşünen toplumlarda ‘aman bana ne... ne hali varsa görsün’ diye olaylara bakıldığı için bir sessizlik hakimdir. Yoksa dünyanın en özgür ülkelerinde bile hiçbir kadın yoktur ki, kendi kocasının eşcinselliğini içine sindirebilsin.

 

Eşcinsellik bir normal davranış olsa idi, eşcinseller kendi çocuklarının da eşcinsel olmalarını isterdi. Ama hiçbir eşcinsel yok ki, kendi çocuklarının da aynı duruma düşmesine gönlü razı olsun.

 

Eğer eşcinsellik normal bir davranış olsaydı, herhangi bir din tarafından da kabul edilen bir davranış şekli olurdu. Ne Hıristiyanlıkta, ne Musevilikte, ne Mecusilikte ve hatta ineklere tapınan Hinduizm’de bile eşcinsellik kabul edilmemekte ve şiddetle reddedilmektedir.(bakınız): Adem Güneş, Uzman Pedogog. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=962034&title=yorum-adem-gunes-escinsellikle-ilgili-haberler-cocuk-ruh-sagligina-nasil-tesir-eder&haberSayfa=1 )

 

Özetle diyebiliriz ki; eşcinsellik bir davranış bozukluğudur ve tedavi edilmesi gereken bir sapkınlıktır.

 

 Gelmiş geçmiş bütün toplumların geneli tarafından eşcinselliğin anormal bir davranış olarak kabul edilmesi göstermektedir ki bozulmamış bir insan vicdanının bunu onaylayabilmesi kesinlikle mümkün değildir. Aynı şekilde eşcinsel eğilim gösteren kişilerin bizzat kendilerinin kendi durumlarından rahatsızlık duymaları, yaşamın onlardan bazıları için çekilmez hale gelmiş olması ve bir kısmının intiharı bile seçmiş olmaları da üzerinde düşünülmesi gereken hususlardandır. Dolayısıyla ortadaki bu sorunu görmezden gelmek ve bu insanlara tedavi imkânları sunmak yerine ‘onları olduğu gibi kabul edelim’ demek doğru bir davranış olmadığı gibi iyi niyetli bir yaklaşım da değildir.

 

Öte yandan eşcinselliği masum bir eğilim gibi görmek ve göstermekte yanlıştır. Ancak doğuştan, yani fizyolojik olarak, erkeğin kendini kadın hissetmesi, erkek üreme organlarına sahip olduğu halde hiçbir şekilde kadına ilgi ve arzu duymaması, her refleksinde ve eğiliminde kadınsı özelliklerinin ortaya çıkması hali bundan müstesnadır. Böylelerinin durumu özel olup beyanları ve talepleri doğrultusunda ameliyatla cinsiyet değiştirmeleri mümkündür. İslâm noktayı nazarından, buna “hazık tabip”in, yani hem mesleğinde uzman hem takva sahibi bir doktorun karar vermesiyle bu mümkün olabilecektir. Bizim bahsettiklerimiz bu gibi kimseler değillerdir.

  

 Lakin çağımızda eşcinsellik genel olarak bu fizyolojik/istisnai durumdan çok “bir tercih” olarak ortaya çıkmakta ve ilave faktörlerin etkisinde yayılmaktadır. Bu, yukarıda bahsettiğimiz şekilde Kur’an’ın “siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz” (7/A’raf, 80-81) dediği ahlak dışı bir sapkınlığı ifade etmektedir. Bunun istisnaî durumlarla hiç bir ilgisi yoktur ve özgür iradeye dayalı bir tercih olduğu aşikârdır. Bu, Allah’ın yaratışına, beşeri sahih örfe ve insan fıtratına aykırı olup, hem ahlâkî hem de hukukî açıdan cürümdür.

 

 Bunun yanında kültürel olarak eşcinselliğin medya ve internet vasıtasıyla empoze edilmesi, teşvik edilip özendirilmesi olgusuna da dikkat edilmelidir. Asıl söz konusu olan mesele budur. Medyanın ve çeşitli platformların bu amaçla kullanımı ifade özgürlüğü veya kişinin tercihleri kapsamına girmese gerektir. Tekrar belirtelim ki bu doğrudan ahlâkî bir sapkınlıktır ve elbette toplumun geneli için ciddî bir tehdit oluşturmaktadır.

 

Buradan hareketle çözüm önerilerimize geçip, şunları ifade edebiliriz. ABD’de ‘Ulusal Eşcinsellik Araştırma ve Tedavi Birliği’nin bulunması; bu anormal hâle yakalananların rehabilite edilmesi gerektiğini ortaya koyan bir delildir.

 

Bu tür kimselerle ilgilenecek psikolog ve psikiyatristler bu konuda eğitilmeli ve onarım terapisi daha yaygın hale getirilmelidir.

 

Sağduyu sahibi insanlar seslerini yükseltmeli ve evrensel ahlâk ilkelerinden yana tavır ortaya koymalıdırlar. İnsanlar duygularıyla değil, akıllarıyla düşünmelidirler. `Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ sözünün İslâm’ın getirdiği evrensel ilkelere taban tabana zıt bir söz olduğunu ve Peygamberimiz’in sünneti ile çeliştiği gerçeğini asla gözardı etmemelidirler.

 

Aileler unutmamalıdırlar ki medya ve internet, eşcinselliğin yayılmasında büyük bir rol oynamaktadırlar. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmaya çalışmalıdır. Aileler, çocukluk yıllarında erkek çocuklarına kesinlikle “kız” muamelesi yapmamalıdırlar. Aynı şekilde erkek çocuklarının cinsel gelişim süreçlerinde birtakım yanlışlıklar sergilenmemeli ve bu erkek çocuklarının da cinsel taciz olaylarından korunmalıdırlar. Zira bu tür yaşanmış bir taciz olayının eşcinsel eğilimi tetiklediği bilinmektedir.

 

Bir yandan toplum içinde yaşayan eşcinsellerin hakkını korumak için ortaya çıkılıp özgürlükler savunulmaya çalışılırken, diğer yandan da yapılan açıklamalardan negatif olarak etkilenecek ve kimlik sorunu yaşayabilecek gençlerin ve çocukların ruh sağlığını düşünmekte büyük yararlar olduğu muhakkaktır.

 

 Özetle ifade edecek olursak, bu makalemizde dünyanın her yerinde yaşayan bütün eşcinselleri üzerinde düşünmeye dâvet eden kendi görüşlerimizi dile getirdik. Bunu yaparkende dinî referanslara müracaat ettik ve dinî kanaatlerimizi açıklamaya çalıştık. Bu noktada herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve aklı başında olan insanın hiç bir şekilde onaylaması mümkün olmayan bu sapkınlıkla elbirliği içinde mücadele edilmesi gerektiği açıktır. Dolayısıyla bu konuda herkes üzerine düşeni şimdiden eksiksiz yapma gayreti içinde olmalıdır ki, yarın kıyamet gününde kendini savunabilme imkânından mahrum kalmasın. (24.04.2010)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

 



6005 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur! - 28/12/2019
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!
Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum - 28/12/2019
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler - 28/12/2019
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler
Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler - 28/12/2019
Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.134832.2635
Euro34.937735.0777
Saat