DİLE SAHİP OLMA – BİR HADİS-İ ŞERİF
AYET : SECDE SURESİ – 16/17. AYETLER
تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفاً وَطَمَعاً وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ
يُنفِقُونَ:فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَّا أُخْفِيَ لَهُم مِّن قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاء بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ:
MEALİ :
“Yanları yataklardan aralaşır (yani sıcak yataktan kalkarlar.) Korku ve ümit içinde Rablerine yalvarırlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan onlar, hayra sarf ederler. Şimdi kimse bilmez, onlar için hazırlanıp gizlenmiş olan gözler süruru, (o bakılmaya doyulmaz güzellikteki) mükâfatı. Bu mükâfat yaptıktan amellere karşılık olmak üzere.”
(SECDE SURESİ - 16/17. AYETLER)
Hz Muaz b. Cebel (RA) anlatıyor:
“Hz Peygamber (SAV) ile beraber bulunduğum bir yoluculukta bir ara kendimi tam Hz. Peygamber (SAV)’in yanında buldum. Yan yana yola devam ediyorduk. Bu fırsatı değerlendirmek istedim ve dedim ki:
“Ya Rasülallah, beni Cennete götürecek, Cehennemden ırak edecek bir amel öğretir misin?” Bunun üzerine Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurdu:
“Çok büyük şey istiyorsun. Mamafih, Allah kime kolay getirirse o kimseler için de pek kolay bir iş. Şimdi dinle:
1-) Allah’a ibadet eder, O’na ortak tanımazsın.
2-) Namazını disiplinli bir şekilde kılarsın.
3-) Zekâtını (kuruşu kuruşuna hesap eder) verirsin.
4-) Ramazan orucunu tutarsın.
5-) Kâbe’yi ziyaretle haccedersin.”
Muaz (RA) diyor ki:
“Bunları söyledikten sonra Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurdu:
“Sana hayırlı işleri de öğreteyim mi?” Ve devam etti:
1-) Oruç kalkandır. (Sana dışarıdan gelecek şeytani kötülüklerden seni korur.)
2-) Sadaka da, tıpkı suyun ateşi söndürdüğü gibi, içinden gelecek dürtülerini, kötülük arzularını söndürür.
3-) Geceleyin uykudan kalkıp namaz kılmak ise (her kişinin değil) salih kişilerin şiandır, kârıdır.” Buyurduktan sonra şu ayeti okudu:
تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفاً وَطَمَعاً وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ
يُنفِقُونَ:فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَّا أُخْفِيَ لَهُم مِّن قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاء بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ:
“Yanları yataklardan aralaşır (yani sıcak yataktan kalkarlar.) Korku ve ümit içinde Rablerine yalvarırlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan onlar, hayra sarf ederler. Şimdi kimse bilmez, onlar için hazırlanıp gizlenmiş olan gözler süruru, (o bakılmaya doyulmaz güzellikteki) mükâfatı. Bu mükâfat yaptıktan amellere karşılık olmak üzere.”
(SECDE SURESİ - 16/17. AYETLER)
Hz Muaz (RA) devamla diyor ki:
“Hz Peygamber (RA) bunları söyledikten ve ayet-i kerimeyi okuduktan sonra dedi ki:
“İşin başını, direğini ve kilit taşını da öğreteyim mi?”
“Öğret Ya Rasülallah!” Dedim. Buyurdu ki:
“İşin başı Müslüman olmak; Allah’ın emirlerine boyun eğmektir. Bu işin direği namaz, kilit taşı ise mücahededir.” Sonra devamla buyurdu ki:
“Bütün bunların üstesinden nasıl gelebileceğini biliyor musun?”
“Buyur Ya Rasülallah!” Dedim. Eli ile dilini göstererek:
“Buna sahip ol! (dilini tut).” Buyurdu. Ben şaşırmıştım. Dedim ki:
“Ya Rasülallah, Biz konuştuğumuz şeylerden de mi sorumlu olacağız?”
Hz Peygamber (SAV) şöyle buyurdu:
“Anan seni düşük, yarım bir şey olarak değil adam olarak dünyaya getirdi. İyi düşünsene, insanları tepetaklak Cehenneme atan, dillerinden başka bir şey midir ki?”
BU HADİS-İ ŞERİF’İN IŞIĞINDA:
İnsanları birbirine düşüren, onları birbirine düşman eden söz ve beyanların dünyamızı Cehenneme çevirdiği düşünülürse, dünyayı Cehenneme çevirenlerin kendilerine ebedi ceza evi olan Cehennemi hazırladıklarını görür gibi oluyoruz.
“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı!”
Değil mi?
KAYNAK : DİYANET AYLIK DERGİ