• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/vaazdokumanlari/
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905321561576
  • https://www.twitter.com/@vaazsitesi
Üyelik Girişi
Vaaz Kategorileri
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam507
Toplam Ziyaret5159613
Site Haritası
Takvim
Vaaz Dokumanları
Ahmet Emin Seyhan
ahmeteminseyhan@gmail.com
Duran Boş Adamlar! Çevrecilik Bu Değildir!
27/06/2013

 

 

Duran Boş Adamlar! Çevrecilik Bu Değildir!

Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada küresel bir güç olmasını istemeyen iç ve dış odaklar bugünlerde yine iş başındalar. “Çevrecilik” maskesi altında kandırdıkları gençleri kullanarak ülkede 1980 öncesine benzer olayları hortlatmak istiyorlar. O günleri çabuk unutanlar ise, yeniden karanlık günlere ülkeyi sürüklemek ve ülkenin kalkınmasını engellemek istiyorlar.

Türkiye büyüdükçe budanan, zayıfladıkça sulanan bir ağaç olmaktan artık kurtulmalı ve kurtarılmalıdır.

Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle İslam’ın ve Müslümanların en büyük düşmanı, kendilerini Allah’ın en seçkin kulları/oğulları olarak gören kimseler ile münafıklardır. Bu güçler ve onların kemikle beslediği ikiyüzlüler yine işbirliği içindeler. Abdülhamit Han Hazretlerinin tahttan indirilmesini de bunlar birlikte planlamışlardı. Oysa olan Abdülhamit Han’a olmadı, olan Osmanlı Devletine ve millete oldu. Yine aynı tezgâh ve yine güzelim ülke kaosa sürüklenmek isteniyor. Akıllanmazsak yine kaybedeceğiz…

Bu hain odaklar (dünyada sermayeyi, enerjiyi, medyayı, silah ve ilaç sanayiini tekellerinde tutanlar) yanlarına aldıkları yarım gönüllü inanmışlarla işbirliği halindeler. Türkiye gibi Brezilya, Meksika ve Endenozya’yı, yani yakın gelecekte kendilerine ekonomik yönden rakip olarak gördükleri ülkeleri karıştırmaya başladılar ve bunun için düğmeye bastılar. Tüm güçleriyle yükleniyorlar, ellerinden geleni yapıyorlar. Cahilleri kışkırtıyorlar ve tahrik ediyorlar. Kendini bilmezleri sokağa dökerek sonuç almaya çalışıyorlar. İstikrar ve güven ortamını zedeleyerek yatırımları engellemek istiyorlar. Yabancı sermayeyi kaçırmaya, ülkenin itibarını sıfırlamaya çalışıyorlar.

Bu hain güçler eskiden “demokrasi”, “insan hakları”, “özgürlük”, “eşitlik”, “hak” ve “adalet” gibi bazı olumlu kavramların arkasına sığınırlardı ve bunları istismar ederek sinsi planlarını devreye sokarlardı. Şimdi ise durum değişti. Bu kavramlara ilave olarak artık bir de “çevrecilik” sloganı icat ettiler ve şimdi de bunu kullanıyorlar.

Bu alçaklar kalkınmakta olan ülkelerin son teknolojileri kullanıp kendileriyle rekabet etmelerini istemedikleri için “çevrecilik” maskesi altında kandırdıkları ve besledikleri aktivistlerini (!) ve paralı eylemcilerini kullanarak bu ülkelerin nükleer santral yapmalarına karşı çıkıyorlar. İstanbul’da ikinci bir boğazın (kanalın) açılıp deniz ulaşımının rahatlamasını ve buradan da Türkiye’nin kasasına kıyamet kopuncaya kadar paralar akmasını istemiyorlar. Yeni havaalanlarının yapılıp, turizmin ve ticaretin canlanmasını istemiyorlar. Termik ve hidroelektrik santrallerinin yapılıp enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasını istemiyorlar. Boğazlara köprü yapılmasını ve ulaşımın daha da hızlanmasını istemiyorlar. Ülkenin dört bir yanına otoyollar yapılmasını, mal, ürün ve hizmetlerin her yere ulaşmasını, ülkenin kalkınmasını istemiyorlar. Yeni yeni fabrikaların kurulmasını istemiyorlar. Satılmış medya kanalları sayesinde kamuoyuna yanlış bilgiler veriyorlar, “ormanlar katlediliyor” diyerek gerçeklerin üzerini örtüyorlar.

Bu planlı eylemlerini, organize faaliyetlerini, yabancı işbirlikçilerini tek tek ispat edenleri, kirli çamaşırlarını ortaya dökenleri ise, “Sizinki de komplo teorisi” diye susturmaya çalışıyorlar. Göz göre göre yanlışı savunuyorlar. Menfaatleri uğruna her türlü melaneti ve namus yoksunluğunu yapıyorlar. Çıplak bayan aktivisti/satın alınmış yabancı bir eylemciyi hayasızca savunuyorlar.

Türkiye’ye barışın ve huzurun gelmesini istemeyen bu alçaklar, kandırdıkları gençleri sokağa döküp ortalığı karıştırıyorlar. Ekonominin kötüye gitmesini umursamıyorlar. Her türlü hak talebinin hukuk içinde kalınarak aranması gerektiğini söylemiyorlar. Şiddete başvurarak kamuya ait malları tahrip edenleri, özel mülkleri yağmalayanları saygıyla, sevgiyle selamlıyor ve onlara destek çıkıyorlar.  

Polise taş, demir bilye, havai fişek, molotof ve benzeri aletlerle saldıranları alınlarından öpüyorlar, onlara “harçlık” veriyorlar. Binlerce kumanya dağıtıyor ve parklarda gecelemeleri için çadır hibe ediyorlar. Bu sözde aktivistlerin binaları yakmalarını, arabaları ateşe vermelerini, belediye otobüslerini kundaklamalarını, parklardaki çiçekleri kökünden söküp fırlatmalarını, simitçilerin tezgâhlarını parçalamalarını, duvarlara slogan yazmalarını, gürültü kirliliği yapmalarını, milli servete zarar vermelerini zevkle ve ellerini ovuşturarak seyrediyorlar.

Öyleyse ey gençler ve onların anne ve babaları!

Bütün bunların birer planlı ve kötü niyetli komplo olduğunu bilin! Bunlar organize eylemlerdir. Bunda yabancı istihbarat elemanlarının parmağı vardır! Amaç, “çevrecilik” maskesi altında ülkeyi kaosa ve anarşiye sürüklemektir. Bu nedenle özellikle gençler hedef seçilmiştir. Kirli oyunlar devrededir. Macera ve heyecan arayan gençler “çevrecilik” bahanesiyle kandırılmıştır! Bu gençler oynanan oyunlarda piyon durumuna düşürülmüşlerdir. Bu hainler endişe ve korku pompalayarak ülkede mezhep gerilimi çıkartmak için uğraş vermektedirler! Bunlar asla iyi niyetli değildir.

Öyleyse ey gençler ve onların anne ve babaları!

Bilin ki Müslümanlara düşen görevler ve sosyal sorumluluklar vardır. Hz. Peygamber: “Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz” buyurmuştur. Hâlâ aynı deliğe parmağını sokan akıllı bir Müslüman olamaz. Oyunlara gelen, bile bile aldanan iyi bir mümin olamaz. Dikkat edin! Kandırılmak isteyeni kandırırlar. Agâh olun!

Herkes kendisinin özgürlüğünün bittiği yerde bir başkasının özgürlüğünün başlayacağını bilmelidir. Sınırsız özgürlük dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Sarhoşken araba kullanma “özgürlüğünü” kullanarak başkalarının ölümüne sebebiyet verenler, başkalarının yaşam haklarını ellerinden alanlar: “Özgürüm kardeşim içkimi de içerim, arabamı da sarhoşken kullanırım kime ne?” diyemez. Başkasının dükkânını yağmalayanlar, iş yapmasına engel olanlar, kamu düzenini bozanlar, park ve bahçeleri işgal edenler: “Özgürüz kardeşim istediğimizi yaparız, kırarız, dökeriz size ne?” diyemez. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde sınırsız özgürlük olamaz. Herkes başkalarının hak ve özgürlüğüne saygı göstermek zorundadır. Başkalarının yaşam tarzına tahammül etmek mecburiyetindedir. “Benim dediğim olsun, yoksa…” diye sokağa dökülmek çapulculuktur, ilkelliktir, vahşiliktir, cahiliyye mantığıdır ve son derece yanlıştır. Zira demokrasilerde şiddetin yeri yoktur!

Elbette demokratik yöntemler kullanılarak talepler iletilip baskı grupları oluşturulabilir. Hukuk mücadelesi yapılabilir. Ancak bu yöntemlerin haricinde şiddete başvurmak kabul edilemez. Gürültü çıkararak, kavga ederek, kin ve nefret kusarak hak aranmaz. Statükodan beslenenler her geçen gün pastadan aldıkları payın azaldığını gördükleri için telaştalar. Eskiden çok rahat elde ettikleri imtiyazlarını şimdi kolay kolay elde edemedikleri için kızgınlar ve “çevrecilik” maskesinin arkasında emellerine ulaşmaya çalışıyorlar.

Öyleyse ey gençler ve onların anne ve babaları!

Tarihlerini unutanların coğrafyalarını başkalarının çizeceğini aklınızdan çıkarmayın! Ülkemiz bunları hak etmiyor. Yanlış yapanlara hukuk önünde ve sandıkta hesap sormak dururken ülkeyi yangın yerine çevirmeyin!

“Çevrecilik” kılıfının arkasına sığınarak imtiyazlarını kaybetmek istemeyen hain odakların maşası olmak delikanlılığa yakışmaz unutmayın!

Bu ülke bugünlere kolay gelmedi. Demokratik kazanımlar kaybedilirse, ekonomik kalkınma durursa, buradan en çok zararı gençler ve işsizler görecektir! Fakirler daha da yoksullaşacaktır. Öyleyse hepimiz aynı gemide olduğumuzu unutmayalım. Hainlerin gemiyi delme girişimlerine fırsat vermeyelim. “Çevrecilik” kılıfının arkasına sığınanların oyunlarına ve entrikalarına aldanmayalım. Camiye ayakkabısıyla girenlerin, camide içki içenlerin ve halkın kutsal değerlerine saygısı olmayanların oyuncağı olmayalım.

Eylemcilere cuma namazı kıldıran sözde Müslüman solcu aydınlara karşı da uyanık olalım. Daha namazda kıyamda iken ellerini nasıl bağlanacağını bilemeyenlere imamlık eden bu zavallının kaprislerine aldanmayalım. Batılı kavramlarla düşünen bu adamlara sadece acıyalım. Zira “solcu Müslüman” olmaz.  “Sağcı Müslüman” olmaz. “Antikapitalist Müslüman” olmaz.  “Ilımlı Müslüman” olmaz. “Radikal Müslüman” olmaz. Müslüman sadece ve sadece Müslümandır. Kâmil Müslümandır. Ahlaklı Müslümandır. Müttakî Müslümandır. Batılı kavramları kullanarak menfaati için taraftar toplamak bir mümine yakışmaz. Bu yanlışı yapanlar derhal hatalarını anlamalı ve bu hatalarından vazgeçmelidirler.

Sonuç olarak, aklın yolu birdir. Geçmişten ders almak ve aynı delikten iki defa ısırılmamak gerekir. Düşmanlar uyanıkken uyumak maskaralıktır. Müslüman akıllıdır, basiret ve feraset sahibidir. Dolduruşa gelmez. Gaza gelmez. Bu dünyada dolduruşa gelen, hak ve adalet çizgisinden ayrılan herkes, ebedi kalacağı cehennemine alevini/odununu kendisi hazırladığını bilmelidir. (28.06.2013)

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi



10010 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler? - 28/12/2019
Gelecek Nesiller Neden İslâm’dan Nefret Edecekler?
Secde Ne Anlama Gelmektedir? - 28/12/2019
Secde Ne Anlama Gelmektedir?
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Baba” ile “Biyolojik Baba” Arasındaki Fark
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur! - 28/12/2019
Torpil Yapan da Yaptıran da Melundur!
Kindar Adam Dindar Olamaz - 28/12/2019
Kindar Adam Dindar Olamaz
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark - 28/12/2019
“Anne” ile “Biyolojik Anne” Arasındaki Fark
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum - 28/12/2019
Aklıma Geldikçe Lanetliyorum
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler - 28/12/2019
Hak Din İslâm ve Batıl Dinler
Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler - 28/12/2019
Beyin Göçü ve Yetenekli Gençler
 Devamı
Aydın Gökçe Bey'e Teşekkür
Sitemize Vaaz Ansiklopedisi olarak eklediğim bölüm Aydın Gökçe'nin Almanya'da görevli iken çeşitli kaynaklardan yaptığı vaazları alfabetik sıraya almasıyla oluşmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum.
Bu vaazlar ayrıca Dosyalar bölümünde de yer almaktadır. Vehbi Akşit
Vaaz Ansiklopedisi
VAİZLER KÜTÜPHANESİ
Hadislerle İslam
İslam Ansiklopedisi
Kur'ani Site
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.207032.3361
Euro34.874135.0138
Saat